NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
جَرِيرٌ عَنْ
الْأَعْمَشِ
عَنْ
طَلْحَةَ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ عَوْسَجَةَ
عَنْ
الْبَرَاءِ
بْنِ عَازِبٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
زَيِّنُوا
الْقُرْآنَ بِأَصْوَاتِكُمْ
el-Bera b. Azib
(r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Kur'an-ı (kerimi)
seslerinizle süsleyiniz."
İzah:
Buhari, tevhid; Nesâî,
iftitah; İbn Mace, ikame; Ahmed b. HanbeL IV 283 285, 296, 304.
Hadis-i şerifteki
Kur'an'ı süslemekten maksat, okunuşunu süslemektir.Hadis bu şekliyle güzel
sesin Kur'an'ı süsleyeceğine delâlet etmektedir. Aynı mânâyı ifâde eden başka
hadisler de vardır. Ancak hadisin ifâde edildiği biçimde anlaşılmasına karşı
çıkıp "Kur'an-ı Kerim zâten süslü ve güzeldir onun seslerle süslenmeye
ihtiyacı yoktur" diyenler de vardır. Önce bu itirazı inceleyip sonra
hadisin zahirî mânâsını takviye eden diğer rivayetlere işaret edeceğiz.
Hadisin zahirî
manasının anlaşılması gerektiğini söyleyenlerden Hattabî şöyle der: Hadisin
mânâsı "seslerinizi Kuranla süsleyiniz" demektir. İmamlardan bir çoğu
hadisi bu şekilde tefsir etmişler ve bunu maklub nevinden olduğuna hükm
etmişlerdir.
Bu "Havuz deveye
arz olundu, manasına gelmek üzere demeye benzer. Halbuki bu ifadenin zahir
mânâsı, "Deve havuza arz olundu" demektir. Hattâbî bu konu ile ilgili
başka misaller verdikten sonra Eyyüb'ün bu hadisi metinde olduğu şekilde
rivayetten men'ettiğini Talha'nın da seslerin Kur'an'dan önce söylenmesini yâni
"seslerinizi Kur'an'la süsleyiniz" şeklinde rivayet edilmesini emr
ettiğini nakleder. Hattâbî bu şekilde anlaşılmasının doğru olacağını kayd
ettikten sonra: "Muhammed b. Hâşim Deberî, Abdurrezzak, Ma'mer, Mansur,
Talha, Ab-durrahman b. Avsece ve Bera (r.anhuma) senediyle Hz. Peygamber
(s.a.v.)'in, "Seslerinizi Kur'an'la süsleyiniz" buyurduğunu söyler.
Hattâbî'nin bu
ifadesine göre hadisin manası "seslerinizi Kur'an'la meşgul ediniz, onu
okumayı kendinize şiar ve zinet edin" şeklinde olmuştur.
Ancak hadisin zahirî
manasını destekleyen rivayetlerin çokluğu, Hattâbî'nin anlayışına zıt
düşmektedir. Bu rivayetlerin yardımıyla Hadisin mânâsının metinde olduğu gibi
"Kur'an'ın okunuşu nü* seslerinizle süsleyiniz" veya "Onun
zinetini güzel seslerinizle açığa çıkarınız? olmuş olur. Çünkü güzel sözün
güzelliği güzel sesle artar.
Şu rivayetlerin hepsi
bu söylenilen mananın mu'teber olduğuna şahitlik ederler: Resulullah (s.a.v.)
şöyle buyurur:
"Kur'an’ı
seslerinizle giizelleştiriniz. Çünkü güzel ses, Kur'an'ın güzelliğini
artırır."
"Sesin güzelliği Kur'an'ın
zinetidir."
"Her şeyin bir
zineti vardır. Kur'an'ın zineti de güzel sestir."
Alkame'nin şöyle dediği
rivayet edilir:
"Allah (c.c.) bana
güzel sesle Kur'an okumayı nasİbetmişti. Abdullah b. Mes'ud bana:
"Anam-babam sana feda olsun oku!" diyerek okumamı ister ve ben
Resulullah (s.a.v.)'in, "Şüphesiz sesin güzelliği Kur'an'm zinetidir"
buyurduğunu duydum, derdi."
Aişe (r.anha)'dan
rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v.), Ebû Musa'nın Kur'an okuyuşunu
duyup "Şüphesiz buna Davud'un nağmelerinden biri verilmiş"
buyurmuştur.
Hz. Aişe'den rivayet
edilmiştir, der ki:
"Bir gece yatsıdan
sonra Resulullah (s.a.v.)'in yanına biraz geç geldim.
"Neredeydin?"
dedi.
Mescidde ashabından
birinin Kur'an okuyuşunu dinledim. Onunki gibi bir ses ve okuyuş hiç
duymamıştım, dedim. Resulullah kalktı, onunla birlikte ben de kalktım.
Efendimiz o zâtı dinledi ve bana dönüp;
"Bu Huzeyfe'nin
azatlısı Sâlim'dir. Ümmetimin içinde böylelerini bulunduran Allah'a hamd
ederim" dedi.
Görüldüğü gibi bütün bu
rivayetler Kur'an-ı Kerim'i güzel sesle okumanın arzu edilen bir haslet ve
hadis-i şerife zahiri mânâsını vermenin caiz olduğunu göstermektedir.